ZİLE BELPINAR KÖYÜ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» iki tüneliniz olur
Aşık Mahsuni Şerif EmptyPerş. 29 Tem. 2010, 12:10 tarafından kızıldeli

» ŞEREFSİZ BİLET ALMIYOR Kİ.......
Aşık Mahsuni Şerif EmptyPerş. 29 Tem. 2010, 12:07 tarafından kızıldeli

» normal bir insan
Aşık Mahsuni Şerif EmptyPerş. 29 Tem. 2010, 12:04 tarafından kızıldeli

» Bagcikli midur?
Aşık Mahsuni Şerif EmptyPerş. 29 Tem. 2010, 12:03 tarafından kızıldeli

» abi hırsızı yakalad
Aşık Mahsuni Şerif EmptyPerş. 29 Tem. 2010, 12:01 tarafından kızıldeli

» Aptallar değil
Aşık Mahsuni Şerif EmptyPerş. 29 Tem. 2010, 12:00 tarafından kızıldeli

» geveze
Aşık Mahsuni Şerif EmptyPerş. 29 Tem. 2010, 11:59 tarafından kızıldeli

» süpriz oynadum olum
Aşık Mahsuni Şerif EmptyPerş. 29 Tem. 2010, 11:58 tarafından kızıldeli

» Eyvah havada kalduk.
Aşık Mahsuni Şerif EmptyPerş. 29 Tem. 2010, 11:57 tarafından kızıldeli

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Istatistikler
Toplam 42 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: şanssız

Kullanıcılarımız toplam 283 mesaj attılar bunda 213 konu

Aşık Mahsuni Şerif

Aşağa gitmek

Aşık Mahsuni Şerif Empty Aşık Mahsuni Şerif

Mesaj tarafından sonyilmaz Çarş. 21 Ocak 2009, 20:56

Asik Mahsuni Serif

Berçenekli / FEZALİ - Haci Cirik

Degerli Canlar, Mahzuni'yi en iyi şekilde yine Mahzuni anlatmaktadır. Ben bunun bilincindeyim. O'nun deyiş ve sözleri fırtınalı, onurlu bir yaşamın, bir destanın en güzel belge ve kanıtlarıdır. Ben o'nunla birlikte oynayıp düşmüş, o'nunla aglayıp o'nunla gülerek büyümüş bir yakını olarak burda sizlere, bilmediginizi tahmin ettigim bazı noktaları aktarmak istiyorum.


- DOGUM TARIHI:
MAHZUNI SERIF'in Maraş/Afşin kazasının Berçenek köyünde, 1940 yılının yedinci ayında dünyaya geldigi bilinir. Bu tahmin şu gerekçeye dayanarak bilinmekte:Büyük amcamız Şerif'in ölümü 1940 ın üçüncü ayına düşer. Mezartaşında da ölüm tarihi taşa kazılarak yazılı. Ölen amcamız da saz yapar çalar ve siir söylermiş. O'nun adının yasatılması adına Mahzuni'ye vefat eden amcamızın ismi Şerif verilmiş. Mahzuni'nin amcamızın ölümünden üç ay sonra dogduğu söylenir. Bu ayın büyük ihtimalle Haziran olmasının bir başka göstergesi de bahçelerimizdeki 'tut' agaçlarında tut'lara ben düştügünün hatırlarda kalmiş olmasıdır.


- ÇOCUKLUGU VE GENÇLİĞİ:
Mahzuni'nin küçük amcası Pehlil (Fezali Baba) Mahzuni'nin kendisiyle çok yakın ilgilenirdi. Bunun en büyük nedeni Şerif adının agabey,inin adı olmasıydı. Fezali Baba çok güzel sazlar yapar şiir yazar ve bağlama çalar. Mahzuni'yi yanından ayırmayan Fezali Baba Mahzuni'ye çok küçük yaşta saz çalmasını ögretir. Olagan üstü bir ögrenme kabiliyetine sahip olan Mahzuni duyduğu, gördüğü her şeyin taklitini yapar köy odalarında insanları eglendirir ve söyledigi türkülerlele insanları dinlendirirdi.


Biz amca çocukları da Mahzuni'yi sezsizce ve hayranlıkla dinlerdik. Kendisine gösterilen bu yakınlıgı çocuklugumuzun verdigi kıskançlıkla ama dışa vurmadan yaşadık. Mahzuni köyümüzün o günkü çocukları içinde en hareketli olanıydı. Büyüklerden gördüğü musama bir anlamda onu şımartıyordu. Köyün çocuklarını başına toplar oyunlar kurar bizlere suç işletirdi. Damların oluklarını kırdırır ve bağlara bostanlara saldırtır fakat yaptırdıgı bütün bu işlerden dolayı Mahzuni'ye söz söylenmezdi.


Onu kimler görse başını okşar gözlerinden öperlerdi. Söyledigi türkülerden ve yaptıgı taklitlerden dolayı kutlarlardı. Çok iyi söyledin, iyi yaptın diye onu şımartırlardı. Mahzuni çocuklugunu çok özgür yaşadı bizlerden fazla imtiyazlara sahipti. Büyüklerin yanında köy odalarında daima amcasının yanında oturur büyüklerin sohbetlerinden nasibini alırdı.


Mahzuni çamurdan kil'den tıraktör ve hayvan fügurleri yapardı. Agaçlardan şekiller yapardı. Biz o'nun bu el yapımı eserlerini alır oynar saklardık. O zamanlar oyuncaklar pek bulunmazdı. Babası Zeynel amcam el sanatında ustalıgı ile bilinirdi hanımlar ve gençler için 'Çamız' ve diger hayvan boynuz ve kemiklerinden taraklar ve hayvan-çiçek fügürleri yapardı. Biz Zeynel amcamızın yanından ayrılamaz onun çalışmasını hayranlıkla izlerdik.Dedim ya Mahzuni çocuklugunu ve gençligini çok özgür yaşadı o'nun boş gezındigi görülmezdi. Yaşlı insanlar o'na bir büyük gibi yaklaşırlardı. Çogu köylümüzde Mahzuni'nin yaptıgı taklitlerden de kaçındıklarından o'na ölçülü davranırlardı. Hanhangi bir yanliş davranışlarını Mahzuni ye yakalatmak istemezlerdi.


Mahzuni ilk okulu üçüncü sınıfa kadar Berçenek'te Egitmen Mevlüt Kul'un yanında okudu. O zaman ilkokul dördüncü ve besinci sınfflar yoktu. Mahzuni bu arada Elbistan'a bagli Elembey Köyün,de iki sene eski yazısını daha da güçlendirmek için Haci Müftü Efendi'nin medresesinde kuran kursuna devam etti.


Köye ilkokul dört ve besinci sinif ögretmeni geldi. 1955/1956 ögretim yılı ilkokulu köyde okudu. 1956 Mersin assubay hazırlama Okulunu kazandı. 1959 da bu okulu bitirdi. Ankara Ordunat Tekniker Okulu'na gitti ve daha sonrada Sivas'a gönderildi. Burda kısa bir egitimden sonra da 1960 ihtilalinde görev üstlenmiş oldugunu biliyoruz.Askeri okulu terk eder ve daha sonra er olarak askerligini yapar.


Burda saymaya çalıştıgım zaman sürecinde Mahzuni daha başka işlerle de karşılaştı. Doğumundan 1960 mışlı yılları arasındaki yaşamından anlatmamın sebebi ise; sizlerin duymamış olacagınıza inandıgım noktaların varlıgı ve bu noktaların kafanızda oluşmuş olabilecek sorulara cevap verecigi kannısını taşımamdan kaynaklanryor...
Mahzuni 1950, yılı içinde köyden çoğu zaman çevre köylere ve kazalara gider bazen iki üç hafta ve bazende aylarca gelmezdi. Köye geldiginde gezip gördüklerini anlatır ve bu anlatıkları büyükler arasında sohbet konusu oluştururdu. Ben Seyrani'yi o zaman Mahzuni'nin anlatımları ile tanımıştım. Mahzuni köyden uzaklaştığı zaman onun dönüşü beklenirdi, hani Serif gelmedi mi diye sorarlardı.


- BERÇENEK:
Köyümüze kış günleri ilkokul Müfettişleri gelirdi, bu insanlar bizim köyde günler hatta haftalarca kalırlardı. O kış günleri köy odaları sabahlara kadar kitap okuma saz çalma ve tartışmaların yapıldıgı yerler olurdu. Işte bu toplantılarda büyüklerin yanında başta Mahzuni hiç eksik olmazdı. Köyümüze doğudan çeşitli aşiretlerden insanlar geldiler ve zamanla bizlere karışarak köyümüzün yerlisi oldular.


Bu insanlar sıradan birileri olmadıklarını köyde kaldıkları süre içinde yaptıkları işlerle ve sohbetlerle kannıtladılar. Bu insanlardan Alibeşik, Tayyer efendi ve daha nicelerinin mezarları şuan dahi korunmada. Bazıları harap olsada en azından yerleri belli. Bu erenlerin gelişlerini çok ilginç buluyorum. Köyümüze geldiklerinde köylülerimizin davar veya sıgır çobanlıgını yapmış, köylülere topluca yemek sofrasında eşlik etmişler... Yani günlük yaşantının her safhasında varlıklarını gösterme kabileyetiyle köylümüzün sevgisini kazanmışlardır.Köylülerimiz bu erenleri herzaman korumuşlardır. Ben bu erenlerin bazılarını yakınan tanırım. Söz ve muhabbetlerine tanık oldum.
Berçenek köyü için 'o köy Moskov' derlerdi. Nedeni ise Berçenek'te her konunun korkusuzca tartışılmasıydı. Devletin ve partilerin siyasilerin konumu ve bunun yanında din acımasızca tartışılırdı. Köyümüze devlet tarafından gönderilen köy hocaları kısa zamanda ya köylü ile aynı konumda olma yolunu tutar yada kendiliginden tayinını ister giderdi. Bu nedenle köyümüz çogu yıllar hocasız kalmıştır. Mahzuni işte Berçenek köyü halkının bu iç içe, daynışma içinde yaşadığı yılların nimetinden nasibini aldı.


Berçenekte Alevi ozanların nefesleri okunur ve sazlı sohbetlerde çalıp söylenirdi. Bunlardan başta gelenler PIRSULTAN, HATAYI, KAYGUSUZ ve Köroglu, Dadaloglu, Karacaoglan, Şehbetrettin, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin ve daha nice halkın sevgisini begenisini kazanmış degerli insanlar. Yöremize ait, konuşmaların uzun sürmesi üzerine söylenmiş ve bu günde yeri gelince hatırlanan, güzel bir söz vardır. '' Berçenek'linin sözüne, Kaşan'lının sazına doyum olmaz'' derler. Komşu köylerden sohbetlerimize katılanlar '' Berçenek'linin sözüne, Kaşan'lının sazına doyum olmaz! Yeter artık evlerimizi unuttuk'' diyerek köylerine gitmek için cemaatten rızalık isterlerdi. Mahzuni bu unutulmaz sohbetler esnasında kendini olgunlaştırmasını bildi. Mahzuni'nin halkının sevgisini kazanmasının temelinde işte o eski yıllar yatıyor diyebilirim.


- MAHZUNİ MAHLASI:
Şerif'in Ozanlık mahlası neden ve nasil Mahzuni oldu diye soranlarınız; bunun da unutulmaz ve gerçek olan geçmişi var elbette: Kazamız Afşin'e baglı Arıstıl köyünde Körhafız diye bir insan kuranı ezbere okur bunun yanında irticali olarak türküler de söylerdi. Bu Körhafız evimize geldiginde köylü onunla hoş sohbet ederdi. Kendisi sünnü olmasına rahmen Alevi köylerinde gezmeyi tercih eder bu Alevi insanından huzur buldugunu söylerdi.


Amcamların evindeyiz ve köy halkı odanın içini doldurmuş. Mahzuni ile Körhafız karşılıklı türkü ile atışıyorlar. Bir ara türkü söylemeyi bıraktılar, sohbete başladılar Mahzuni' nin sesi gür oldugu için Körhafız Mahzuni' yi iriyapılı 'babayigit' biri sanarmış. Körhafız Mahzuni'ye '' Beri gel bakalım delikanlı, yaklaş yanıma'' dedi. Mahzuni yanına geldiginde Körhafız o'nu kuçaklayarak ''Yahu ben seni şöyle babayigit, boylu boslu biri sanmıştım. Sesin beni korkutmuştu, aslında sen küçük ve çok Mahzun biriymişin'' dedi. Işte o gün Serif 'e MAHZUNİ mahlası verilmiş oldu ve öyle de kaldı.(Mahzuni bir deyişinde ..ben bir kürün elinden içtim) o sözün o günün kör hafısının onu yürekten sarması ona sen nekadar mahzun.sun dediği günün hatırası)


- EVLILIKLERİ:
O günler Mahzuni talihsiz şeylerde yaşadı. Köyümüz halkından Ibrahim Bulut (biz onlara dayı da deriz) bize akrabalıkları bir göbek ileri bunun için dayımın kızı ile evlendirdiler der. Mahzuni'nin evlenmesindeki ilginç nokta : Mahzuni çoğu zaman çevre köy ve kasabalara gider Berçenek'te kendisini aratacak kadar kalırdı. Büyüklerimiz 'Bunu yaşli başlı bir kızla evlendirirsek evine baglanır evinin sorumlulugunu taşır' diyerek Ibrahim Bulut'un kızı Emine'yi Mahzuni'ile evlendirmeyi münasip gördüler. Mahzuni kendisinden beş yaş büyük olan Emine'yi kabul etmese de zoraki bir evlilik yapıldı. Üç gün süren bu görkemli dügün yapıldıgında Mahzuni Ilkokul son sınıfta idi.
Bu kısa süren evlilikten Züleyha isminde kızı oldu. Emine bir gün küçük Züleyha'yı evde bırakıp baba evine gitti. Resmi evli olmadıkları için ayrılmalarında sorun çıkmadı. Ikinci evliligi Suna ile yapan Mahzuni, ikinci hanımından oğlu Emrah , Ferhat ve kızı Şirin olmak üzere üç çocuk sahibi oldu. Bu ikinci evliliginin huzuru bozulunca Suna'dan ayrıldı. Üçüncü hanımı Antepde ikamet eden aslen Malatyalı olan Zalhe'nın kızı Fadime ile tanıştı. Bu üçüncü evliliginden üç kız ve bir oglu oldu. Bu anlatıklarım Mahzuni'nin kısaca evlilik hayatı oldu.
Degerli canlar yazıma gösterdiginiz ilgiden dolayı teşekkürler...
En derin saygilarimla...

- MAHZUNİ 'DEN HOCALARA
Mahzuni birinci evliliginde hoca nikahını uygun görmemiştir. O genç yaşlardan itibaren uygun görmedigi, toplumumuzda tapulaşan bazı geleneklere karşı çıkardı. Ve bunun mücadelesini bir yaşam boyu verdi. Bizlere de bu konuda örnek oldu.


Ikinci evliliginde de hoca nikahına hayır diyerek tapulaşmış kurallara karşı tavrını koydu. Mahzuni'nin bu tavrı o günlerde köyümüzde ve çevre köylerde köy hocaları tarafından yadırganırdı. Bu hocalar Mahzuni'ye karşı halk arasında bir nevi tabir yerinde ise savas açtılar. 'Efendim asırlardır süre gelen geleneklerimize karşı olumsuz ve saygısızca karşı oluyor' diye eleştiri yaptılar.


Bu hocalardan Ali hoca aslen bizim köylüdür. Babası 1900 lü yılların çok degerli SOFU baba bektaşisi olarak tanınırdı, o günler köyde gazeller söyliyen konuşan kişilerindendi. Ali hoca ne oldu bilinmez hocalık taslar, köyümüze sonradan gelen Halil ve Haci adlarında kardeşlerle iyi arkadaş olur. Bu iki kardeş köyümüze sünnü olarak ilk gelenlerdendir.


Ali hoca da diger köy hocaları gibi başından evlilik-ayrılık geçmiş, bir kaç kere boşanmasına rahmen tekrar aynı hanımla evlenen hoca sahsiyetine sahiptir. Bu durumlarını örtmek isteyen bu hocalar Mahzuni'nin dinsel batıl inaçlara karşı çıkması durumunu büyük bir rahatsızlık unsuru olarak topluma kabullendirmek için, Mahzuni'ye karşı cepe aldılar.


O günlerde çevremizde sesi sohbeti duyulmak istenen Mahzuni olması, onu dinlemek için uzak köylerden gelenlerin dahi yogun olması, bu ilginin yaşlı genç her nesilden insanları kapsaması ve bu sohbetlerde kaçınılmaz olarak her çeşit konularda konuşulması hocaları rahatsız ediyordu. Bu gerçekleri izleyen hocalar Mahzuni'nin açık vermesini kollar dururlardı.


Hocaların elinde din bazında Mahzuni'ye saldırı yapacak malzeme olarak sadece Mahzuni'nin iki evliliginde de nikah yapmamış olması durumu vardı. 'Müslümanlıgın kural ve kaidelerine karşı cephe almış günahkar' gibi sözler dilegetiriyorlardı.


O günlerde Mahzuni'nin işte bu hocalara söylemiş oldugu siirini amcası Pehlül'ün not defterinden oldugu gibi yaziyorum.

03/05/1962


Dinleyin komşular duyun ahali
Ali hoca bana nikahsız dedi
Burnunda nezlesi yoluk sakalı
Deli hoca bana nikahsız dedi

Cüpbesinde nakış mestinde boya
Muskayı dik yazar kalemi soya
On iki imamın kuluyum diye
Ali hoca bana nikahsız dedi

Haber yok yüzünün som karasında
Başını yitirir hal sırasında
Sohbet meydanında dost arasında
Çalı hoca bana nikahsız dedi

Beş sefer boşanıp geri almadım
Büyü yapıp kadın aklı çalmadım
Secde yapıp kaybet ile dolmadım
Dolu hoca bana nikahsız dedi

Hayırı yok özüründe suçunda
Başı posta bağlı akli kıçında
Meçlisi kocaman insan içinde
Sili hoca bana nikahsız dedi Sırrın bilmem her posttuna yatanın
Buğday bulgur için kalem tutanın
Şu yalan dünyada hazır şeytanın
Yoluk hoca bana nikahsız dedi

Yıkanmamış sarıklariı buruşmuş
Kara kaşa beyaz benek karışmış
Muska yapıp ballı yağ ile erişmiş
Veli hoca bana nikahsız dedi

Kime bir zararı vardır soyumun
Hedefin bilirim kendi huyumun
Imami Cafer'e atar, ille azamım
Kulu hoca bana nikahsız dedi

Bir hoca nikahi yapar ise sır
Öbür hoca ona söylerki kafir
Sıtkında zıttık var yüzünde melcir
Tülü hoca bana nikahsız dedi

Ben bir Suna sevdim kendi nikahdır
Vekilim o şahtır, kefilim aşktır
Niyetim menzilim Mahzuni rahtır
Ali hoca bana nikahsız dedi
sonyilmaz
sonyilmaz

Mesaj Sayısı : 91
Yaş : 47
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 08/01/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz